EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, enerji sektöründe devrim yaratacak "süper izin" sürecinin detaylarını açıkladı. Bu süreç, yatırımcıların tek bir kurumdan tüm izinleri almasını sağlayarak, enerji yatırımlarının hızlanmasını ve öngörülebilirlik sağlamayı hedefliyor. Yılmaz, mevcut sistemde yatırımcıların birçok kurumdan ayrı ayrı izin almak zorunda kaldığını, bunun da zaman, maliyet ve emek kaybına yol açtığını belirtti. "Süper izin" modeliyle tüm izinler tek elden verilecek ve bu da yatırımcıların daha rahat çalışmasını sağlayacak. Yasal düzenlemelerin Meclise sunulduğunu ve hızlı bir şekilde kabul edilmesini beklediklerini ifade etti. Bu sistemin sadece yatırımcılar için değil, ülke sanayisi ve vatandaşlar için de büyük önem taşıdığını vurguladı. Sistemin, yenilenebilir enerji yatırımlarına da ivme kazandıracağı düşünülüyor.

"Süper İzin" Sistemi: Yatırımcılar İçin Devrim

Yılmaz, "süper izin" sisteminin, enerji yatırımları için devrim niteliğinde bir adım olacağını ve birçok ülkede uygulanan başarılı bir model olduğunu belirtti. Bu sistemin, yatırımcıların önündeki engelleri kaldırarak, yenilenebilir enerji projelerinin daha hızlı hayata geçirilmesini sağlayacağını ifade etti. Ayrıca, öngörülebilirlik sayesinde yatırımcıların daha cesur ve uzun vadeli planlar yapmalarına olanak tanıyacağını söyledi. Bu sayede, Türkiye'nin enerji bağımsızlığı hedefine daha hızlı ulaşması bekleniyor. Sürecin hızlanması, istihdam artışına ve ekonomik büyümeye de katkı sağlayacak. Bu durum, enerji sektöründe büyük bir dönüşümü tetikleyecek.

Son Kaynak Tedarik Tarifesi ve Maliyetlerin Karşılanması

Elektrik tüketimi aylık 417 kilovatsaate ulaşan abonelerin 1 Şubat itibarıyla sübvansiyon dışında bırakılmasına ilişkin olarak Yılmaz, bu düzenlemenin abonelerin yalnızca yüzde 3'ünü etkilediğini, amacın zam yapmak değil, maliyetleri gerçekçi bir şekilde karşılamak olduğunu belirtti. Elektrikli araçların yaygınlaşması ve dijitalleşmenin artmasıyla enerji tüketiminin yükseldiğine dikkat çekti. Devletin dar gelirli vatandaşları sübvanse etmesinin doğru olduğunu, ancak yüksek tüketimi olanların maliyetlerini kendilerinin karşılamasının daha adil olduğunu savundu. Bu düzenlemenin enerji yoksulluğuyla mücadeleyi etkilemeyeceğini ve sadece yüksek tüketim seviyelerine sahip olanları kapsadığını vurguladı. Bu sayede, devletin kaynaklarının daha etkin kullanılması hedefleniyor.

Milli Akıllı Sayaç Sistemleri (MASS) ve Dijital Dönüşüm

Milli Akıllı Sayaç Sistemleri (MASS) projesi hakkında konuşan Yılmaz, sistemin güvenliği ve milli teknolojinin kullanımı üzerinde durdu. Dijital dönüşüm sürecinde akıllı sayaçlar ile enerji tüketiminin daha verimli takip edileceğini, kayıp kaçakların önlenmesi ve gelecek enerji yatırımlarının daha etkin planlanması için kritik veriler sağlanacağını belirtti. MASS projesi ile enerji tüketiminin detaylı analizinin yapılabileceğini ve bu verilerin yenilenebilir enerji kaynaklarının verimli dağılımında da kullanılacağını ifade etti. Sistemin, doğalgaz ve su sayaçlarını da kapsayacak şekilde genişletileceğini açıkladı. Bu sayede, akıllı şebekeler teknolojilerinin de daha etkin bir şekilde kullanılması planlanıyor. Projenin yakında belirli bölgelerde uygulanmaya başlayacağını duyurdu. Bu sistemin sadece enerji tasarrufunda değil, aynı zamanda daha verimli ve çevre dostu bir enerji sistemine geçişte de büyük bir rol oynayacağı bekleniyor.
63 bin megavatlık lisanslı ve lisanssız yenilenebilir enerji kaynaklarının yapım aşamasında olduğunu ve bunun büyük bir yatırım hamlesi olduğunu vurguladı. "Tükettiğini üret, ürettiğini tüket" anlayışıyla hareket edildiğini ve belirli saatlerde gönüllü olarak enerji üretip sisteme verilecek ve karşılığında gelir elde edilecek bir model üzerinde çalışıldığını söyledi. Enerji verimliliği için kapsamlı düzenlemelerin devam edeceğini ve bu düzenlemelerin detaylı etki analizleri yapılarak hazırlandığını ifade etti. Amaç, sektör, tüketici, yatırımcı ve sanayici için en faydalı çözümleri üretmektir.